480

Hâlbuki, (Ben insanım. Herkes gibi, ben de kızarım) buyururdu. Ara sıra kızdığı görülürdü. Kızması, hep Allahü teâlâ için olurdu. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde, Âl-i İmrân sûresinin yüzotuzdördüncü âyetinde, (Gadablarını yenen) kimseleri medh etmekdedir. Gadab etmiyenleri medh etmemekdedir. Bozuk düşünen kimsenin, insan, şehvetini yok etmelidir demesi, pek yanlışdır. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” dokuz hanımla “radıyallahü teâlâ anhünne” evlenmiş olması, bu sözünün yanlış olduğunu açıkca göstermekdedir. Bir kimsenin şehveti giderse, ilâc yaparak şehvete kavuşması lâzımdır. Gadab da böyledir. İnsan, zevcesini ve çocuklarını gadab sıfatı ile korur. İslâm düşmanlarına karşı, bu sıfat yardımı ile cihâd eder. Çoluk çocuk sâhibi olup, öldükden sonra şân ve şeref ile anılmak, şehvet sâyesinde olmakdadır. Bunlar, islâmiyyetin medh etdiği, beğendiği, övdüğü şeylerdir.

İslâmiyyet, şehvetin ve gadabın yok edilmesini değil, her ikisine hâkim olup, dîne uygun kullanılmalarını emr etmekdedir. Suvârînin atını ve avcının köpeğini yok etmeleri değil, bunları terbiye ederek, kendilerinden fâidelenmeleri lâzım olduğu gibidir. Ya’nî, şehvet ve gadab, avcının köpeği ve süvârînin atı gibidirler. Bu ikisi olmadıkça, âhiret ni’metleri avlanamaz. Fekat, bunlardan fâidelenebilmek için, terbiye ederek, dîne uygun kullanılmaları lâzımdır. Terbiye edilmezler, azgın olup, dînin sınırlarını aşarlarsa, insanı felâkete sürüklerler. Riyâzet yapmak, bu iki sıfatı yok etmek için değil, terbiye edip dîne uymalarını sağlamak içindir. Bunu sağlamak da, herkes için mümkindir. Medeniyyet, atom gücü kullanmak ve jet gibi şeyler yapmak değildir. Medeniyyet, bunları insanlara hizmet için kullanmakdır. Bu da, islâmiyyete uymakla ele geçer.

Bozuk düşünenlerin dördüncü kısmına gelince, bunlar kendilerini aldatmakdadırlar.(Herşey ezelde takdîr edilmişdir. Çocuk dünyâya gelmeden önce, (Sa’îd) veyâ (Şakî)olduğu bellidir. Bu, sonradan değişmez. Bunun için, ibâdet yapmanın fâidesi yokdur)derler. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, kazâ ve kaderin değişmiyeceğini, herşeyin ezelde takdîr edilmiş olduğunu anlatınca, Eshâb-ı kirâm da, böyle söylemişlerdi. (Ezeldeki takdîre güvenelim. İbâdet yapmıyalım) demişlerdi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, bunlara karşı, (İbâdet yapınız! Herkese ezelde takdîr edilmiş olan şeyi yapmak kolay olur) buyurdu. Ya’nî, Allahü teâlânın ezelde sa’îd olarak bildiği kimse, dünyâda sa’îdlerin işlerini yapar.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.