593

CEMÂ’AT İLE NEMÂZIN FAZÎLETİ

Bir kimse, cemâ’at ile iki rek’at nemâz kılsa, yalnız yirmiyedi rek’at nemâz kılsa, yine cemâ’at ile kıldığı iki rek’atın sevâbı ondan ziyâdedir.

Bir rivâyetde, yalnız bin rek’at nemâz kılsa, yine cemâ’at ile kılınan iki rek’atin sevâbı dahâ ziyâdedir. Cemâ’at ile nemâz kılmanın sevâbı çokdur. Bunlardan birkaçı beyân edilmişdir:

1- Mü’minler bir araya geldikde, birbirlerine muhabbet hâsıl olur.

2- Câhiller âlimlerden nemâzın mes’elelerini öğrenirler.

3- Ba’zısının nemâzı kabûl olur ve ba’zısının olmazsa, kabûl olanların hurmetine, kabûl olmıyanların nemâzı dahî kabûl olur.

Hadîs-i şerîfde, (Ey ümmetim ve Eshâbım! Sizin için iki yol koydum: Biri Kur’ân-ı azîm-üş-şân, diğeri sünnetimdir. Bunlardan gayri yol tutan kimse, ümmetim değildir!)buyuruldu. [Abdülganî Nablüsî “rahime-hullahü teâlâ”, (Hadîka)nın doksandokuzuncu sahîfesinde diyor ki, (Allahü teâlâ, islâmiyyetin bir kısmını Kur’ân-ı kerîm ile bildirdiği gibi, bir kısmını da, Peygamberinin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” sünneti ile bildirmişdir. Resûlullahın sünneti, Onun inandıkları, söyledikleri, yapdıkları, ahlâkı ve birinin sözü veyâ işi karşısında susması [böylece kabûl etdiğinin anlaşılması]dır.) Bu hadîs-i şerîf, (Edille-i şer’ıyye)den ikincisini göstermekdedir.]

NEMÂZDA İMÂMET

Ve dahî, imâma uyanlar dört nev’dir. Bunlar, Müdrik, Muktedî, Mesbûk, Lâhık diye anılırlar.

1- Müdrik, iftitâh tekbîrini imâm ile birlikde alana denir.

2- Muktedî, iftitâh tekbîrine yetişemiyene denir.

3- Mesbûk, imâm rek’atlerin birini veyâ ikisini kıldıkdan sonra uymuş olana denir.

4- Lâhık, iftitâh tekbîrini imâm ile berâber almış, fekat sonra, kendisine hades vâkı’ olduğundan, abdest alıp, tekrâr imâma uyana denir. Bu kimse, yine evvelce olduğu gibi, kırâetsiz, rükû’ ve sücûd tesbîhlerini ederek nemâzını kılar. O kişi, eğer dünyâ kelâmı söylememiş ise, imâmın ardında gibidir. Lâkin, câmi’den çıkdıkdan sonra, pek yakın yerden abdestini almalıdır. Çok ileriye giderse, nemâzı fâsid olur diyen vardır.

Bir kimse, mescide geldiğinde, imâmı, rükû’da bulsa ve rükû’a yetişeyim diye acele edip, iftitâh tekbîrini rükû’a inerken alsa, imâma uymuş olmaz. İmâmı, rükû’da buldukda, imâma uymağa niyyet edip, tekbîri ayakda tekmil edip, sonra rükû’a gider ve imâmın beli ile berâber olup, tesbîh ederse, o rek’ate uymuş olur. Ammâ rükû’a inerken, imâmın beli doğrulsa, o rek’ate yetişmiş olmaz.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.