384

(Câmi’ul-kerâmât)ın doksanüçüncü ve (Kısas-ı enbiyâ) kitâbının beşyüzseksendokuzuncu sahîfelerinde diyor ki, hicretin yirmiüçüncü senesinde, Sâriye adındaki kumandan Nehâvendde bir ovada savaşa tutuşmuşdu. Îrânlılar, müslimânları sarmak üzere idi. O zemân, hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anhümâ”, Medîne-i münevverede, minber üzerinde hutbe okuyordu. Allahü teâlâ, ona, o ânda ordunun durumunu gösterdi. Hutbe arasında (Ey Sâriye dağa, dağa!) dedi. Halîfenin sesini, Sâriye işitdi. Dağa arka verdiler. Ovaya hücûm ederek düşmanı bozguna uğratdılar. Bu kerâmet, (Şevâhid-ün-nübüvve) kitâbında uzun anlatılmakdadır. (İrşâd-üt-tâlibîn) kitâbında da vardır. Beyhekînin ibni Ömerden “rahmetullahi aleyhimâ” haber verdiği burada yazılıdır.

Muhammed Ma’sûm Fârûkî “rahmetullahi aleyh”, (Mektûbât) kitâbının üçüncü cildi ondokuzuncu mektûbunda buyuruyor ki, Osmân “radıyallahü anhhalîfe iken, Enes bin Mâlik “radıyallahü teâlâ anh” yanına geldi. Yolda bir kadın görmüşdü. Hazret-i Osmân, buna bakınca, (gözlerinde zinâ eseri anlaşılıyor) buyurdu. Bu da, hazret-i Osmânın kerâmetlerinden biri idi. (Câmi’-ul-kerâmât)da da yazılıdır.

Molla Câmî, (Şevâhid-ün-nübüvve)de buyuruyor ki, imâm-ı Ahmed bin Hanbelden “rahime-hullahü teâlâ” sordular. Eshâb-ı kirâm “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” çok kerâmet göstermedi. Onlardan sonra gelenlerde çok kerâmet göründü. Bunun sebebi nedir? Cevâbında buyurdu ki, Eshâb-ı kirâmın îmânları çok kuvvetli olduğundan, îmânı kuvvetlendirmek için, bunlara kerâmet verilmesine lüzûm yokdu. Sonra gelenlerin îmânları öyle kuvvetli olmadığından, bunlara verildi.

(Şevâhid-ün-nübüvve)de diyor ki, Ebû Bekr “radıyallahü anh”vefât edeceği zemân, çocuklarını hazret-i Âişeye “radıyallahü teâlâ anhâ” ısmarladı. Bir oğlum ile iki kızım sana emânet dedi. Hâlbuki, hazret-i Âişeden başka, yalnız Esmâ adında bir kızı vardı. Benim bir kızkardeşim var diye sorunca, refîkam hâmiledir. Kızı olacak sanırım buyurdu. Hazret-i Ebû Bekr vefât etdikden sonra, dediği gibi, bir kızı oldu.

(Şevâhid-ün-nübüvve)de diyor ki, Alî vefât edeceği zemân Hüseyne “radıyallahü teâlâ anhümâ” buyurdu ki, benim tabutumu (Arneyn) denilen yere götürünüz. Orada, beyâz bir kaya görürsünüz. Her yere ışık saçmakdadır. Orayı kazıp, beni defn ediniz. Öyle yapdılar. Dediği gibi buldular.

[1] Abdüllah bin Zübeyr 73 [m. 692] de şehîd edildi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.