384

Buhârî-i şerîfde diyor ki, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” çok zemân hizmetinde bulunmakla şereflenmiş olan Enes bin Mâlik, kendisi ile berâber bir sakal-ı şerîfin defn olunmasını vasıyyet etdi. Kabrde, Allahü teâlânın huzûruna sakal-ı şerîf ile birlikde çıkmak istedi. Kâdî İyâd (Şifâ) kitâbında diyor ki, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” fazîletlerinden ve kerâmetlerinden ve bereketlerinden birisi de şudur ki, Hâlid bin Velîd “radıyallahü anh”, başında sarığı arasında bir sakal-ı şerîf taşırdı. Bunu taşıdığı her muhârebede zafer kazanırdı. Hâlid, mubârek bir kılı sebebi ile murâdına kavuşuyor da, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” mubârek zât-ı şerîfini vesîle ederek Allahü teâlâdan dilekde bulunanlar kavuşmaz olur mu? Büyük islâm âlimi, Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” âşıkı olan İmâm-ı Muhammed Busayrî şâzilî “rahmetullahi aleyh”[1](Kasîde-i bürde)de bu inceliği çok güzel anlatmakdadır.

Buhârî ve Müslim sahîhlerinde diyor ki, Abdüllah ibni Abbâsın haber verdiği hadîs-i şerîfde, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” iki kabrin yanına geldi. İkisinin de azâbda olduğunu anladı. Bir hurma dalı istedi. İkiye ayırıp, kabrler üzerine dikdi. (Bunlar yeşil kaldıkca, azâbları hafîfler) buyurdu. Bir kabrde azâbın hafîflemesi için, üzerine yeşil hurma dalı konulması, hadîs-i şerîfde bildirilmişdir. Allahü teâlâ, yeşil otların bereketi ile kabrdeki azâbı hafîfletmekdedir. Yeşil ot, bir zâtdır, bir maddedir. Bunu dikmekle azâbın azalması, Resûlullaha mahsûs değildir. Yeşil hurma dalının her zemân kabr üzerine dikilmesini, islâm âlimleri, sözbirliği ile bildirmekdedir. İslâm mezârlıklarına servi ağaçları dikilmesi bundan ileri gelmekdedir. Hurma dalı gibi bir madde, azâbın azalmasına sebeb oluyor da, varlıkların, maddelerin en kıymetlisi olanı sebeb ve vesîle etmek câiz olmaz mı? Aklı olan, doğru düşünebilen kimse, buna olmaz diyebilir mi?

Maddeyi, zâtı, Allahü teâlânın rızâsını kazanmağa vesîle etmek câizdir. Ebû Süfyânın zevcesi olan Hind, (Uhud) gazvesinde hazret-i Hamzanın “radıyallahü anhümâ” karaciğerinden bir parçasını, ağzına alarak, çiğnemişdi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Hamza, ind-i ilâhîde çok kıymetlidir. Onun bedeninden hiçbir parçasını Cehennemde yakmaz)buyurdu. [Hindin îmâna geldiği, Cehenneme gitmiyeceği buradan da anlaşılıyor.] Mâlik bin Sinân “radıyallahü anh”, Resûlullahın mubârek kanını içdiği zemân, (Cehennem ateşi seni yakmaz!) buyuruldu. Bunun gibi, Abdüllah bin Zübeyr “radıyallahü anh”, mubârek hacamât kanından içince, (İnsanlardan sana çok şeyler olur. Senden de insanlara çok şeyler olur)buyurdu.

[1] Busayrî 695 [m. 1295] de Mısrda vefât etdi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.