384

İmâm-ı Abdülkerîm Râfi’î “rahmetullahi aleyh”[1] (Şerh-ul-kebîr) kitâbında (Tuhfe)den alarak diyor ki, (Müslimâna kâfir diyen ve te’vîl edemiyen kimse, kâfir olur. Çünki, islâma küfr demekdedir). İmâm-ı Nevevî de, (Ravda) kitâbında bunu bildiriyor. Ebû İshak İbrâhîm İsferâînî[2] ve Hüseyn Halîmî Cürcânî[3] ve Nasr-ul-mukaddesî Nablüsî ve Gazâlî ve İbnü Dakîk-il-iyd ve dahâ birçok âlimler, te’vîl etse de etmese de, kâfir olur diyorlar. [Nasrul-mukaddesî 490 [m. 1096] da vefât etdi.]

Müslimânların kanı ve malı halâl olur demesine gelince, hadîs-i şerîfde, (Kâfirlere lâilâhe illallah dedirtinceye kadar, harb etmekle emr olundum) buyuruldu. Bu hadîs-i şerîf gösteriyor ki, müslimânı öldürmek câiz değildir. Bu hadîs-i şerîf, Tevbe sûresinin altıncı âyetinin, (Tevbe edenleri ve nemâz kılıp zekât verenleri serbest bırakınız) meâl-i şerîfinden alınmışdır. Tevbe sûresinin onikinci âyetinde meâlen, (Onlar din kardeşlerinizdir) buyuruldu. Bir hadîs-i şerîfde, (Biz görünüşe göre anlarız. Gizli olanları Allahü teâlâ bilir) buyuruldu. [Kitâbın müellifi, bu hadîs-i şerîfe de inanmıyor. Yüzkırkaltıncı sahîfesinde, biz söze bakmayız, maksada ve ma’nâya bakarız diyor. Bunun gibi, kitâbının birçok yerlerinde âyet-i kerîmelere ve hadîs-i şerîflere uymıyan yazılar vardır.] Bir hadîs-i şerîfde, (İnsanların kalblerini yarmak, gizli şeylerini anlamak için emr olunmadım)buyuruldu. Üsâme hazretleri, Lâilâhe illallah diyen bir kimseyi öldürdüğü zemân, kalbinde îmân yokdu deyince, Peygamberimiz “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” (Kalbini yardın mı?)buyurdu.

Bir müctehidin insanları kendi mezhebine girmek için zorlaması câiz değildir. Müctehid olan zât, mahkemede kâdî ise, o zemân kendi ictihâdı ile karâr verir ve bu karârın yapılmasını emr eder.

Evliyâ için adak yapmağa gelince, Şâfi’î âlimleri bunu uzun bildirmekdedir. (Hibe) kitâbı,(Tuhfe) kitâbından alarak bildiriyor ki, ölmüş bir Velî için nezr eder ve adak etdiği malın ölünün olmasını niyyet ederse, bu nezr sahîh olmaz. Ölünün olmasını niyyet etmezse, nezri sahîh olup, nezr olunan mal, hizmetcilere, türbe yanındaki mekteb talebe ve hocalarına, fakîrlere verilir.

[1] Râfi’î 623 [m. 1226] da Kazvinde vefât etdi.

[2] İsferâînî 418 [m. 1027] de Nişâpurda vefât etdi.

[3] Halîmî 403 [m. 1012] de vefât etdi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.