418

● Te’ayyünât-ı selâse [üç te’ayyünât], ilmî, vücûdî ve hissîdir. 2/73.

● Te’ayyünât beşdir ki, ona tenezzülât-i hams ve hadarât-i hams derler. İki te’ayyün, mertebe-i vücûbda olup, te’ayyün-i vahdet ve te’ayyün-i vâhidiyyetdir derler. Mütebâki [diğer] üç te’ayyün, mertebe-i imkânda olup, te’ayyün-i rûhî, te’ayyün-i misâlî, te’ayyün-i cesedîdir derler. Bu tenezzülât-i hams, mücerred i’tibârâtdır. Ve şühûda te’alluk eder. Te’vîli lâzımdır. 3/33

● Te’ayyün-i evvel, te’ayyün-i hubbîdir. Te’ayyün-i vücûdî ve te’ayyün-i ilmîler, te’ayyün-i hubbînin zılâli (zılleri) olduğundan, bunlar te’ayyün-i evvel zan olunur. 3/122.

● Te’ayyün-i evvel, te’ayyün-i hubbîyi ve hılleti müştemildir ki, merkezi hub olan bir dâire şeklinde temessül ediyor. 3/122.

● Te’ayyün-i evvel, hadarât-i vücûd olup, zılliyyet tarîki ile, bütün kemâlât-ı zâtiyye ve sıfâtıyyeyi kendinde toplar. (Her şeyi) içinde toplıyan bu mertebenin tafsîlâtı, ikinci te’ayyündir ki, hayât sıfâtıdır ki, bu da bu sıfatları içine alır. Sonra ilm sıfatı, zılliyyet yoluyla vardır. 3/114

● Te’ayyün-i evvel vücûdîdir. Rabbi [sâhibi] halîlürrahmândır. 3/114.

● Te’ayyün-i vücûd, te’ayyün-i ilmînin fevkidir [üstüdür]. İkisi arasında şân-ül-hayât ve şân-ül-ilm vardır. 3/88

● Te’ayyün-i evvel, zuhûr-ı vahdet olup, Zât-ı teâlâ onda zâid değildir. Ona tecellî-i zât demişler ise de, tecellî-i şüûnîdir. 3/122.

● Tefrika-i zâhir, çok zemân iyi olur. Bâtının tefrikası ya’nî kalbi mahlûklara bağlamak hiç câiz değildir. 1/221 [Mektûbât Tercemesi: 269.]

Takvâ, nehy edilen şeylerin hepsinden sakınmakdan ibâretdir ki, vera’dır. 3/9.

Tegannî harâmdır. 1/266, 3/73. [Mektûbât Tercemesi: 350.]

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.