Reliable 5V0-31.23 Test Notes 🐒 5V0-31.23 Interactive Course 🏦 5V0-31.23 Interactive Course 🙊 Go to website 《 www.pdfvce.com 》 open and search for 《 5V0-31.23 》 to download for free 🐟Reliable 5V0-31.23 Test Price - search results

If you're not happy with the results, please do another search

...Hazrec kabîlesinden Sa’d bin Nu’mân bin Kâ’b bin Hazrec oğlu Beşîr “radıyallahü anh” ayağa kalkıp: (Ey müslimânlar! Muhammed aleyhisselâm, Kureyş kabîlesindendir. Halîfenin de, Onun kabîlesinden olması dahâ uygundur. Yerinde bir işdir. Evet biz önce müslimân olduk. Malımızla, canımızla, İslâma hizmet şerefini kazandık. Lâkin biz bunları Allah ve Onun Resûlünü “sallallahü aleyhi ve sellem” sevdiğimiz için yapdık. Biz, bu hizmetimiz için dünyâda bir karşılık beklemiyoruz) dedi. Hubâb, buna karşılık, (Yâ Beşîr! Amcam oğluna hased ve nefsâniyyet mi ediyorsun?) dedi. Beşîr “radıyallahü teâlâ anh”, (Vallahi öyle değil. Kureyşin hakkına saldırılmasını istemiyorum) dedi. İşte o anda hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh”, (Size şu iki zâtı aday yapdım. Birini seçiniz) dedi. Ömer ile Ebû...

Deve ve Sıffîn vak’alarında, hazret-i Alînin karşısında bulunan Eshâb-ı kirâmdan hiçbiri, hazret-i Alî ile harb etmek niyyetinde değildi. Hazret-i Osmânın kâtillerine kısâs yapılmasını istiyorlardı. Kâtiller hazret-i Alînin “kerremallahü vecheh” etrâfında toplandıkları için, Onunla da harb edildi. (Seninle harb, benimle harbdir) hadîs-i şerîfi, (Sana düşmanlık, bana düşmanlıkdır) demekdir. Deve ve Sıffîn vak’asında bulunanların, hazret-i Alîye düşman olmadıkları meydândadır. Düşmanlıkla harb etmediler. Müslimânlar arasına giren fesâdı kaldırmak ve kısâs vazîfesini yapdırmak istediler. Sonu harbe sürüklendi. İhtiyârî işler, kasd ile, irâde ile yapılır. İşin iyi veyâ kötü olması bu irâdenin iyi veyâ kötü olmasına bağlıdır. Meselâ bir kimse, şu çanağı kıranı döverim dese, biri geçerken, ayağı kayıp kırılsa bunu dövmesi uygun olmaz. Hazret-i Emîr...

...Eshâb-ı kirâmdan hiçbirisine dil uzatmadılar. Hepsini sevgi ile, saygı ile andılar. Şeytânın vesvesesinden kurtuldular. Harb etdiklerini de kardeş bildiler. Onlarla savaşmakdan vazgeçdiler. Hazret-i Alî bunların sözlerini kabûl buyurdu. (Şî’a) adı ilk olarak bunlara verilmişdir. Bunların yolunda olanlara, (Ehl-i sünnet ve cemâ’at) denildi. 2) Hazret-i Alîyi “radıyallahü anh”, Eshâb-ı kirâmın hepsinden üstün tutanlara (Tafdîliyye) denildi. Hazret-i Alî bunları dövmekle korkutdu. Şî’î deyince, bu fırkadan olanlar anlaşılır. 3) Eshâb-ı kirâmın “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” hepsine fâsık, hattâ, kâfir diyenlerdir. Bunlara (Sebeiyye) ve(Hurûfî) denir. 4) Ençok aldananlardır. Bunlar, (Gulât), ya’nî azgın olanlardır. Allah, hazret-i Alîye hulûl etmişdir, dediler. Hazret-i Hüseynin oğlu İmâm-ı Zeynel’âbidîn Alî, hicretin (94). cü senesinde, kırksekiz yaşında vefât edince, oğlu(Zeyd bin...

ÎMÂN İLE ÖLMEK İÇİN KARDEŞİM EHL-İ BEYT İLE ESHÂBI SEVMELİSİN Elimize bir mecmû’a ile, bir kitâb geçdi. Birisi, 1967 sonbehârında basılmış bir mecmû’a idi. Sahîfeleri, siyâsî ve târihî yazılarla dolu idi. Bu yazılar şaşılacak birşey değildi. Herkes düşüncesinde hürdür. Fekat, birkaç sahîfesi, hazret-i Osmân zemânındaki, Yemenli bir yehûdî dönmesinin sözleri, yalanları ve iftirâları ile dolu idi. Eshâb-ı kirâma “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” dil uzatıyor. Müslimânların kalblerine zehrli hançer saplıyordu. Bu kasdlı yazılar, bir düşünce değildi. Yıkıcı, bozguncu propaganda idi. Bir suçdu. Koyun postuna bürünmüş, kurt hikâyesini andırıyordu. Gençler bunları okuyup doğru sanacaklar, kardeşler, birbirlerine düşman olacaklardı. Ahbâblarımızın bizi zorlamakda haklı olduklarını anlamış olduk. Sevgili vatandaşlarımızı uyandırmak, doğruyu yalandan ayırmak vazîfesi karşısında...

...ki, Kur’ânda yimesi harâm olanlar, leş ve akıcı kan ve pis hınzır ve Allahdan başkasının adı ile kesilmiş olandır)buyuruldu. Bu âyet-i kerîmede dört şeyin harâm olduğu bildiriliyor. Bundan başka altı şeyin harâm olduğu da, Peygamber efendimiz tarafından bildirilmişdir. Resûlullahın, köpek dişi olan yırtıcı hayvanları ve pençesi ile avlıyan kuşları harâm etdiğini Abdüllah ibni Abbâs haber verdi.Âyet-i kerîmedeki akıcı kan, cânlı veyâ kesilen hayvanın damarlarından akan kan demekdir. Et, karaciğer, dalak, kanlı olarak yinmeleri halâldir. O hâlde, koyun, sığır, tavşan etleri, kanlı ise de, yinmesi halâldir. Tavşan bütün kandır, demek doğru değildir. Kan akdıkdan sonra, kalan tavşan eti pişirilir veyâ kebâb yapılır. Âfiyet ile yinir. Nitekim, Peygamber efendimiz “sallallahü teâlâ aleyhi ve...

...doğrulıyan Kur’âna inanın!) ve altmışüçüncü âyetinde meâlen, (Ey İsrâîl oğulları! Size verdiğimiz kitâba hurmetle sarılın, demişdik)buyurulmuşdur. Bunlar, Tevrâtın Kur’ân olduğunu göstermez. Doksanbirinci âyetinde meâlen, (O Kur’ân hakdır. O zemânda bulunan Tevrâtı tasdîk eder) buyuruldu. Evet îmân edilecek bilgiler, Tevrâtda ve Kur’ân-ı kerîmde ve bütün semâvî kitâblarda başka başka değildir. Fekat, ibâdetler ve halâl, harâm olanlar, her kitâbda başkadır. Doksanyedinci(Kur’ân, önce gelmiş olan kitâbları tasdîk edicidir) âyeti de, değişdirilmemiş kitâblarda, îmân edilecek şeylerin hep aynı olduğunu bildirmekdedir. Mâide sûresinin kırksekizinci âyetinde meâlen, (Sana Kur’ânı hak olarak indirdik. Önce indirilmiş olan kitâbları tasdîk edicidir) buyuruyor. Ahkâf sûresinin onikinci âyetinde meâlen, (Kur’ândan önce, uyulacak yolu gösteren ve uyanlara rahmet olan, Mûsânın kitâbı Tevrât indirilmişdi....

Azgın mülhidler, Yavuz Sultân Selîm hânın Çaldıran zaferi olan, dokuzyüzyirmi 920 [m. 1514] yılından beri, yakın zemânımıza kadar kanûn dışı bırakılmış, yasak edilmiş iken, onbeş seneden beri [ya’nî 1280 [m. 1864]den beri] bu yasağın kalkarak, yehûdîlerin zararlı, kötü, alçak iftirâlarının birden bire ortaya çıkmasına, müslimânların gevşekliği, neme lâzımcılığı sebeb olmakdadır. (TEZKİYE-İ EHL-İ BEYT) kitâbının yazısı burada temâm oldu. [Ehl-i sünnet âlimleri; masonlara, komünistlere, hıristiyanlara, misyonerlere ve Îrânda, Irakda bulunan azgın hurûfîlere ve vehhâbîlere cevâb vermezse, bunların içyüzlerini, zararlarını yazarak gençlerin önüne koymazsa, analar, babalar, yavrularına, Ehl-i sünnetin bu kitâblarını okutmaz, aşılamazsa, gençler elden gider. Küfrün korkunç pençelerine düşer. Müslimânlar, Semerkand, Buhâra, Kırım halkının uğradığı fâci’a ve felâketlere sürüklenir. Allahü teâlâ, Nahl...