450

Ak ve berrakdı, o sadr-ı kebîr,
sanırdı görenler, bedr-i münîr.

Ateş-i aşkzâtezelî,
odlara yakmışdı, O güzeli.

Bilir elbet bunu, pîr-ü civân,
yassı kürekliydi, Fahr-i cihân.

Sırtı ortası hem, etli idi,
kerem sâhibi, devletli idi.

Gümüş teninde, letâfet vardı,
irice mühr-i nübüvvet vardı.

Sırtında idi, mühr-i nübüvvet,
sağ tarafına yakındı, elbet.

Bildirdi bize, edenler ta’rîf,
Bir büyük ben idi, mühr-i Şerîf.

Rengi, sarıya yakın, karaydı.
güvercin yumurtası kadardı.

Etrâfını çevirmiş, sanki hatlar,
birbirine bitişik, kılcağızlar.

Anlatanlar, O âlî nesebi,
dedi, iri kemikliydi Nebî.

Her kemik iri, merdâne idi,
sûreti, sîreti şâhâneydi.

Mübârek a’zâsının her biri,
uygun yaratılmışdı hem, kavî.

Çok hoş idi, her uzvu ânın,
âyetleri gibi, Kur’ânın.

Elleri ayası, O sultânın,
ayakları altı, dahî ânın.

Geniş ve pâk idi, nâzik mergûb,
tâze gül gibi, latîf ve mahbûb.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.