1249

bunların gönül dediğimiz kalb latîfesi değişmemekde, kalbinde ve rûhunda bir değişiklik olmamakdadır. Yürek veyâ başka bir organ takılan kimse gençleşmez. Yaşı ilerlemesine devâm eder.]

Elektrik, bakır tel ile iletiliyor. Radyo vericisi ile alıcısı, birbirine elektromanyetik titreşimlerle bağlanıyor. Kalbleri birbirine bağlıyan bağın da, muhabbet olduğu (Mektûbât)ın dördüncü cildinin yirmibirinci mektûbunda yazılıdır. Bir insan, bir Velîyi görüp konuşarak veyâ kitâblarını okuyarak, onun islâmiyyete tâm bağlı olduğunu, deryâ gibi ilm sâhibi olduğunu, güzel ahlâkını, herkese iyilik yapdığını anlayıp sever. Resûlullahı çok sevdiği için, Onun izinde bulunanı da sever. Fekat, bu güzel sıfatları sevmesi yetişmez. Bu sıfatların sâhibini iyi tanıyıp sevmesi lâzımdır. Çünki, bu sıfatlar münâfıklarda, kâfirlerde, masonlarda da görülebilir. Bunun için, mürşid olduğunu anlayıp, onu görmekden ve kendini göremeyince, şeklini, sûretini kalbine, hayâline getirmekden zevk almak lâzımdır. Bu hâle (Râbıta) yapmak denir. Ona her zemân râbıta yaparak, görmüş gibi olur. His uzvlarına te’sîr eden herşey kalbe de te’sîr eder. Güzel birşeyi görmek kalbe te’sîr etdiği gibi, o şeyi düşünmek de kalbe te’sîr eder. Ya’nî, (Râbıta) yapmak, yanında bulunmak gibi olur. Ne kadar çok sevişirlerse, o kadar çok feyz alır. Ubeydüllah-ı Ahrâr, (Kalbi, mala, mülke ve her çeşid dünyâ işlerine bağlamak suç olmuyor da, bir mü’mine bağlamak niçin suç olsun?) buyurmuşdur.

Güneşin karşısına bir ayna koyalım. Bu ayna karşısına, ikinci bir ayna, bunun karşısına da üçüncü bir ayna, bunun karşısına dördüncü, böylece otuzuncu aynaya bakınca, güneş bu aynada görünür. Çünki, her ayna birbirine güneşi göstermekdedir. Bunun gibi, Eshâb-ı kirâmın “aleyhimürrıdvân” hepsinin kalbi, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” mubârek kalbinden saçılan nûrların te’sîri ile, ayna gibi cilâlandı. Çünki Onu, çok, pek çok seviyorlardı. Onun güzel ahlâkını, tatlı sözlerini ve mu’cizelerini ve nûrlu yüzünü görerek, kendisine âşık olmuşlardı. Her işlerinde Onun gibi olmağa çalışıyorlardı. Herbiri, canını, Onun bir işâreti ile fedâ ediyordu. Onu iyi anlayıp, çok severek ve sohbetinde bulunarak, bol bol aldıkları nûrları, kendilerine âşık olan, bağlanan genç kalblere yayıp, bunları temizlediler. Bu nûrlar, bu kalblerden de, bunlara bağlanan başka gençlerin kalbine geldi. Böylece, binüçyüz sene kadar, aynı nûrlar, Evliyânın kalbinden saçılarak, her asrda, bu kalblere bağlanan kalbleri temizleyip ayna gibi yapdılar. Ya’nî, kalb gözleri açıldı. Bu se’âdete kavuşan bahtiyârlara, (Velî), (Evliyâ) denildi. Evliyânın büyüklerinden, zemânının kutbu, Mazher-i Cân-ı Cânân buyuruyor ki, (Bütün kazanclarıma, mürşidlerimi çok sevmekle kavuşdum. Se’âdetlerin anahtarı, Allahü teâlânın sevdiklerini sevmekdir). Alî Râmîtenî “kaddesallahü teâlâ sirrehül’azîz” hazretleri buyurdu ki, (Allah adamlarının kalbleri, Hakkın nazargâhıdır. O kalblere girmiş olanlara da, o nazardan nasîb erişir.)

Kalb, hem nefse, hem his uzvlarına bağlıdır. His uzvları ne ile meşgûl olursa, kalb ona bağlanır. İnsan güzel bir şeyi görünce, güzel bir ses duyunca, tatlı birşey alınca, kalb bunlara bağlanır. Bu sevgi insanın elinde olmaz. İnsan güzel birşey okuyunca, kalb, bunların ma’nâlarına, yazarına bağlanır. Güzel, tatlı demek, kalbe güzel, tatlı gelen şey demekdir. İnsan, çok def’a hakîkî güzelliği anlıyamaz. Nefse güzel gelen ile, kalbe güzel geleni birbiri ile karışdırır. Kalb kuvvetli ise, hakîkî güzelliği anlayıp, onu sever, bağlanır. Âyet-i kerîmeler, hadîs-i şerîfler, Evliyânın sözleri, düâ, tesbîh gibi kıymetli şeyler, aslında güzeldir. Çok tatlıdır. Kalbin nefse bağlılığı azalınca ve nefsin elinden kurtulunca, bunları okuduğu, duyduğu zemân, bunların güzelliğini anlar ve bağlanır da, insanın haberi olmaz. Kur’ân-ı kerîm okuyunca veyâ dinleyince, zikr yapınca, ibâdetleri yapınca, Allahü teâlâyı sever. Kalbi, nefsin elinden, baskısından kurtarmak için, nefsi ezmek, kalbi uyandırıp kuvvetlendirmek lâzımdır. Bu da, Resûlullaha uymakla olur. Muhammed aleyhisselâma uyarak, kalbini nefsinin pençesinden kurtaran bir kimse, bir Velîyi incelerse, onun Resûlullahın vârisi, Allahın sevgili kulu olduğunu anlar. Allahü teâlâyı çok sevdiği için, Allahın sevdiğini de çok sever.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.