415

O hâlde, onları sevmek, hem de çok sevmek lâzımdır. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde buyuruyor ki, (Ey Sevgili Peygamberim sallallahü aleyhi ve sellem! Onlara de ki: Dîn-i islâma çağırdığım, se’âdet-i ebediyye yolunu gösterdiğim için, sizden yalnız bir karşılık istiyorum. O da, akrabâmı, bana yakın olanları sevmenizdir). Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Allahü teâlâdan korkunuz, Allahü teâlâdan korkunuz da, eshâbımı “radıyallahü anhüm” incitmeyiniz! Benden sonra, onlara garez olmayınız, düşmanlık etmeyiniz! Onları seven, beni sevdiği için sever. Onlara düşmanlık eden de, bana düşman olduğu için eder. Onları inciten, beni incitmiş olur. Beni inciten de, Allahü teâlâyı incitir. Allahü teâlâ da, kendisini incitene azâb eder.)

İslâmiyyetin başlangıcından tâ bu zemâna gelinceye kadar, böyle pis kokulu güllerin Hindistânda açıldığı bilinmiyor. Bu çirkin hareketden, Sâmâne şehri halkının hepsinin suçlu tutulması mümkindir. Belki bütün Hindistândan i’timâd kalkar. Zemânımız pâdişâhı “Allahü teâlâ, din düşmanlarına karşı ona yardım etsin” Ehl-i sünnetdendir ve hanefî mezhebindendir. Böyle bir Sultân zemânında, böyle bid’at çıkarmak, ne büyük cesâretdir? Belki de, devlete karşı gelmek, ülül-emre karşı gelmek demekdir. Bununla berâber, asl şaşılacak şey, o şehrin muhterem eşrâfının, ileri gelen müslimânlarının, bu vak’a karşısında kımıldamamaları, gevşek davranmalarıdır.

Mâide sûresinde, yehûdîleri ve hıristiyanları red eden altmışüçüncü âyet-i kerîmesinde meâlen, (Onlar yalan söylerken, rüşvet alırken, fâiz yirken, âlimleri ve zâhidleri, onlara niçin mâni’ olmuyor? Onları yaparken görüp de, men’ etmemek, elbette çok kötü ve çok çirkindir) ve yetmişdokuzuncu âyet-i kerîmesinde meâlen, (Ba’zıları günâh işlerken, başkaları görüp men’ etmiyorlardı. Men’ etmeğe güçleri yetdiği hâlde susmaları, elbette çok fenâdır) buyuruldu.

Müslimânlığı bozmak isteyenlere, Allahü teâlânın emrlerini ayb ve çirkin göstererek ve harâmlara, dinsizliğe moda ve asrîlik gibi ismler takarak, müslimân evlâdlarını aldatmağa çalışanlara karşı susmak, bu din düşmanlarını cesârete getirir. İşi azıtırlar ve islâmiyyet yaralanır. Müslimânların hep bu gevşekliği yüzünden değil mi ki, islâm düşmanları, islâm çocuklarını, açıkça dinsiz yapmağa, tutdukları, kurdukları yola sürüklemeğe çalışıyorlar. Kurdlar gibi, kuzuları sürüden birer ikişer kopararak, harâb ediyorlar. Sizleri fazla sıkmak istemezdim. Fekat, bu tüyler ürpertici haberi duyar duymaz aklım başımdan gitdi. Fârûkî damarım harekete geldi ve bu yazılar kalemimden çıkdı.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.