415

Kur’ân-ı kerîm, yehûdîlerin ve müşriklerin, müslimânlara düşman olduklarını bildiriyor. Bunlar, yalan ve hîlelerle ve hâin plânlarla, islâmiyyeti içerden yıkmağa çalışıyorlar. Bu işe, önce yehûdîler, üçüncü halîfe Osmân “radıyallahü anh” zemânında başladı. Sonra, hıristiyanlar, hücûma geçdi. Eshâb-ı kirâmın yolunda olan (Ehl-i sünnet) veyâ (Sünnî) ismindeki hakîkî müslimânlara karşı, (Şî’î) ve (Vehhâbî) fırkalarını meydâna çıkardılar. Şî’îlik, Eshâb-ı kirâm düşmanlığı demekdir. (Eshâb, Alîye düşmanlık etdi) diyorlar. Hâlbuki Kur’ân-ı kerîm, Eshâb-ı kirâmın, birbirlerini çok sevdiklerini ve hepsinin Cennete gideceklerini haber veriyor. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” de, (Eshâb-ı kirâmın hepsini seviniz ve yollarında bulununuz!) ve (Eshâbım gökdeki yıldızlar gibidir. Hangi birisine uyarsanız, doğru yolu bulursunuz!) buyurdu. Hazret-i Alîyi çok seven müslimâna (Alevî) denir. Sünnî müslimânlar, Eshâb-ı kirâmın hepsini sevdikleri için, hakîkî alevîdirler. Peygamberimiz, Eshâb-ı kirâmın düşmanlarına (Râfizî)dedi. Râfizîlerin Cehenneme gideceklerini haber verdi. Şî’îler, müslimânları aldatmak için, kendilerine alevî diyorlar. Alevî olsalardı, hazret-i Alînin yolunda olurlardı. O, Eshâb-ı kirâmın hepsini çok severdi. Hazret-i Ebû Bekrin halîfe seçildiğini işitince, hemen tasdîk etdi. Kızı Ümm-i Gülsümü hazret-i Ömere vererek, kendine dâmâd yapdı. İmâm-ı Rabbânî “rahmetullahi aleyh” fârisî ve arabî (Mektûbât)ı, birinci cildinin ve bunun (Mektûbât Tercemesi) ismindeki türkce tercemesinin, sekseninci mektûbuna ve ikiyüzaltmışüçüncü sahîfeye bakınız!

İmâm-ı Rabbânî hazretleri (Mektûbât) kitâbının 1.ci cild, 275.ci mektûbunda buyuruyor ki:

Sizin bu ni’mete kavuşmanız, islâmiyyet bilgilerini öğretmekle ve fıkh hükmlerini yaymakla olmuşdur. Oralara cehâlet yerleşmişdi ve bid’atler yayılmışdı. Allahü teâlâ, sevdiklerinin sevgisini size ihsân etdi. İslâmiyyeti yaymağa sizi vesîle eyledi. Öyle ise, din bilgilerini öğretmeğe ve fıkh ahkâmını yaymağa elinizden geldiği kadar çalışınız. Bu ikisi bütün se’âdetlerin başı, yükselmenin vâsıtası ve kurtuluşun sebebidir. Çok uğraşınız! Din adamı olarak ortaya çıkınız! Oradakilere emr-i ma’rûf ve nehy-i münker yaparak, doğru yolu gösteriniz! Müzzemmil sûresinin ondokuzuncu âyetinde meâlen, (Rabbinin rızâsına kavuşmak istiyen için, bu elbette bir nasîhatdir) buyuruldu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.