481

Mezheb imâmına ve mezhebin kitâblarını okuyup öğrenmiş olan köy hocasına uymak kolaylığı dururken, adamcağızın başına ne işler açmakdadır!

30 — Dinde reformcu, binlerce islâm âlimini küçümsiyerek, sözlerine şöyle devâm ederek: (Üsûl âlimlerinin, taklîdin lâzım olduğunu, (Bilmiyorsanız, bilenlerden sorunuz!) âyetinden çıkarmaları netîcesiz ve sakat bir muhâkeme ve istidlâldir. Çünki, âyetin inmesine sebeb olan hâdise ve muhâtablar için taklîd câiz olmıyor ki, âyet herkese taklîd emr etsin. Bu âyet ile, Allahü teâlâ, arab müşriklerine, Peygamberler melek mi idi, insan mı idi, Ehl-i kitâba sormalarını emr ediyor. Bunu sormak, delîlsiz olarak, başkasının re’y ve ictihâdı ile amel etmek değildir ki, bu taklîdcilik olsun. Bundan başka, bu mes’ele i’tikâdî bir mes’eledir. Burada taklîdin câiz olmadığını siz de kabûl ediyorsunuz. Kıyâmet gününde, kâfirlerin reîslerinin, kendilerine tâbi’ olanlardan kaçacaklarını Kur’ân-ı kerîm haber veriyor. Bu haber, kendilerine tâbi’ olunmak Allah tarafından emr edilmemiş kişilere tâbi’ olanların ma’zûr tutulmıyacağına alâmet değil midir? Müslimânlar, ba’zı kimseleri delîl sayarak Kur’ândan yüz çevirdiği için, başımıza felâketler geldi. Taklîd etdikleri imâmlar, kıyâmet gününde kendilerinden kaçacaklardır. Çünki, büyük imâmlar ve müctehidler taklîdciliği men’ etdiler. Siz, Allah ve Peygamber sözünü değil, insanların sözünü delîl olarak kabûl etmeğe alışmışsınız) diyor.

Reşîd Rızâ, dinde reformcu olarak bunları yazdıkdan sonra, okuyucularını aldatmak için, vâiz efendinin dinde reformcunun sözlerini beğendiğini, dinde reformcuları câhil sanmakla yanılmış olduğunu ve dinde reformcunun böyle çok bilgili olduğunu görmekle onu takdîr etdiğini de yazıyor.

Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” bu âyet-i kerîmeden, her çeşid ameli ve ibâdeti yaparken, bir müctehidi taklîd etmek lâzım olduğunu anladı. Eshâb-ı kirâm da, Resûlullahdan öğrenerek, Tâbi’înden yeni îmâna gelenlere, yalnız ibâdetlerin nasıl yapılacağını öğretdiler. Delîllerini de aramalarını emr etmediler. Delîlsiz olarak taklîd etmelerini kâfî gördüler. Her işlerinde Eshâb-ı kirâmın izinde giden mezheb imâmlarımız, burada da onlara uydular. Reşîd Rızânın, (İmâmlar taklîdciliği men’ etdiler) demesi, Eshâb-ı kirâmın yolunu terk etdiler demekdir. Evet, Eshâb-ı kirâm da, imâmlarımız da delîl ararlar, başkalarının ictihâdlarına uymazlardı. Çünki, kendileri müctehid idi. Fekat, müctehid olmıyanların, amellerde müctehidi taklîd etmelerini hiç men’ etmediler.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.