481

Din bilgileri, (Zâhir bilgiler) ve (Nevâdir bilgileri) ve (Tahrîc bilgileri), ya’nî âlimlerin çıkardıkları bilgiler olmak üzere üçe ayrılmışdır. (Fıkh), (Tesavvuf) ve akâid fenlerinde hep bu üç ilm vardır. Bu üç fende, bu üç bilgiyi birbirlerinden ayırabilen ve her bilgi için hükm koyabilen kimseye (İslâm âlimi) ve (Müctehid)denir. Kitâbdan, Sünnetden ancak bu âlim anlar. Begavî, (Tehzîb) kitâbında ve İmâm-ül haremeyn, (Hidâye)de ve Rafi’î, (Şerh-i Vecîz)de ve İzzeddîn bin Abdüsselâm, (Gâye)de ve Nevevî, (Şerh-i Mühezzeb)de ve Ebû Amr ibni Salâh,(Edeb-ül-fütyâ)de ve Bedrüddîn Zerkeşî, (Kitâb-ül-bahr)de diyorlar ki, ilm ikidir. Birincisini öğrenmek herkese lâzımdır. İkincisini öğrenmek, farz-ı kifâyedir. Bunu, taklîdden çıkıp, müctehid olan âlim öğrenir. Bir şehrde, böyle bir âlim bulunursa, başkalarının öğrenmesi lâzım olmaz. Böyle âlim hiç bulunmazsa, hepsi âsî olur. Böyle bir âlim, bir mezhebe bağlı kalmadan, Kitâbdan, Sünnetden, İcmâ’dan ve Kıyâsdan hükm çıkarır ise, buna (Müctehid-i Müstekıl) denir. Uzun zemândan beri, böyle müctehid yokdur.

Müstekıl olmıyan müctehid dörtdür. Birincisi, delîl aramakda ve hükm çıkarmakda, mezhebinin imâmını taklîd etmez. İmâmının yolunda olduğu için, onun mezhebinde olduğu için, onun mezhebinde olduğu söylenir. Buna, (Müctehid-i müntesib) denir. Bu, mutlak müctehiddir. Her zemânda bulunması lâzımdır. İkincisi, mezheb imâmının usûl ve edillesine bağlı olan (Eshâb-ı tercîh)dir. Buna,(Müctehid-i mukayyed) denir. Üçüncüsü, mezhebinin delîllerini bilir. Dördüncüsü mezheb bilgilerini anlar ve nakl eder.

İctihâd derecesinde olmıyan, ilm ile uğraşmıyan avâmın bir mezhebi taklîd etmesine izn verilmişdir. İctihâd derecesinde olanın taklîd etmesi ise, mezmûmdur.(El-İntibâh)dan terceme temâm oldu. El-İntibâhın (İthâf) ismindeki hâşiyesinde, (Mezheb taklîdini bırakıp, doğruca âyete, hadîse göre iş görmeli sözünü Şâh Veliyyullah söylememişdir. Bu sözü Şevkânî söylemişdir) diyor. (Şevkânînin sözü efdal ve ekmeldir) diyerek, mezhebsiz olduğunu ortaya koyuyor.

Şâh Veliyyullahın yukarıdaki yazıları, Mevdûdînin sapık olduğunu, Ehl-i sünnet âlimlerinin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” kıymetlerini anlamamış olduğunu açıkça göstermekdedir. Her asrda gelen islâm âlimlerinin, hadîs-i şerîfle övülmüş olduklarını, hepsinin aynı yolda olup, Resûlullahın yolunu yaymış ve kuvvetlendirmiş olduklarını bildirmekdedir.

Seksenüçüncü sahîfesinde, büsbütün sapıtıyor. Bakınız ne hezeyânlar savuruyor:

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.