481

Mevdûdînin koz olarak yalnız son cümlesini aldığı yukarıdaki yazı, hiç de onun görüşünü desteklememekde, mezhebleri câhillerin, bid’at sâhiblerinin karışdırdıkları iftirâlardan kurtarmakdadır. Nitekim, ikiyüzseksenüçüncü sahîfesinde, bunu dahâ açıklıyarak buyuruyor ki, (Allahü teâlânın râzı olduğu şey, önce Kur’ân-ı kerîmi ve hadîs-i şerîfleri araşdırmakdır. Bir kimse, bu ikisini anlıyabilirse, bunlardan bilgi çıkarabilirse, büyük ni’mete kavuşmuş olur. Bunları anlıyamazsa, geçmiş âlimlerden bunları doğru olarak, sünnete uygun olarak anlamış ve anladıklarını açıkca bildirmiş olduğuna inandığı birinin re’yine [ya’nî mezhebine] uymalıdır. Arabî bilgileri, medrese derslerini bunları anlamak için öğrenmek lâzımdır. Başka niyyetlerle öğrenmemelidir!). Görülüyor ki, Şâh Veliyyullah-ı Dehlevî de, müctehid olan âlimlerin başka bir müctehide uymalarını men’ etmekde, bizim gibi câhillerin ise, hak olan mezheblerden birine uymamız lâzım geldiğini bildirmekdedir.

Şâh Veliyyullahın (El-insâf) ve (İkd-ül-Ceyyid) kitâblarında dört mezhebi öven değerli yazıları (Se’âdet-i Ebediyye)de uzun bildirilmişdir. Bu iki kitâbı arabî olup, 1395 [m. 1975] de, İstanbulda, ofset yolu ile yeniden birlikde basdırılmışlardır. Türkçe (Ni’met-ül-İslâm) kitâbında (Mezhebler birleşdirilemez. (Müleffik) olmak bâtıldır) diye meydân okuyor. Hindistânda yazılmış olan arabî (Fetâvâ-yül-haremeyn) ve fârisî (Seyf-ül-ebrâr) kitâblarında ve Abdülvehhâb-i Şa’rânî hazretlerinin “rahmetullahi teâlâ aleyh” (Mîzân) kitâbının önsözünde (Mezheb) ne demek olduğunu çok güzel anlatıyor. Mezheblerin birleşdirilemiyeceğini vesîkalarla isbât ediyorlar. Bu üç kitâb, İstanbulda, ofset yolu ile ayrı ayrı basdırılmışdır. Bin seneden beri söz birliği ile (olamaz) denilen bir işi yapmağa ön ayak olmak, islâmiyyeti tersine çevirmek demekdir. Bunu savunanlar, müslimân mıdır, yoksa islâm düşmanı mıdır? Bunun takdîrini okuyanlara bırakıyoruz.

Şâh Veliyyullah-ı Dehlevînin (Heme’ât) kitâbı, başdan başa, tesavvufu, tarîkatleri anlatmakda ve övmekdedir. Fârisî olup, bindokuzyüzkırkdörtde, Pâkistânda basılmışdır. Çeşidli sahîfelerinde diyor ki: Sâlik, hadîs kitâblarını ve Sahâbe ve tâbi’înden gelen haberleri inceliyecek kadar âlim değilse, dört mezhebden birini taklîd etmelidir. Bütün tarîkatler, i’tikâdda, farzları yapmakda ve harâmlardan sakınmakda birbirlerinin aynıdır. Zikrler ve nâfile ibâdetleri yapmakda ayrılmışlardır. Zikr ederken, dünyâ düşünceleri gelirse, teveccühü kuvvetli olan zâtın yanında oturup, ona teveccüh etmelidir. Yâhud, meşâyıh-ı kirâmın temiz rûhlarına teveccüh etmeli, kabrlerini ziyâret edip, cezb olunması için yalvarmalıdır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.