481

İbni Melek, (Usûl-i fıkh) kitâbında, icmâ’ bahsinde diyor ki, (Bir zemânda yaşamış olan müctehidler, birşeyin nasıl yapılacağında, sözbirliğine varamamış, başka başka söylemişler ise, bunlardan sonra gelen âlimlerin bunların sözlerinden birine uyması lâzımdır. Başka dürlü söylemeleri câiz değildir, bâtıldır. Böyle olduğunu bütün âlimler sözbirliği ile beyân buyurmuşlar, icmâ’ hâsıl olmuşdur). Şimdi dünyânın hiçbir yerinde bir müctehid yokdur. Müctehid, ictihâd derecesine yükselmiş derin islâm âlimi demekdir. Şimdi yeryüzünde hiç müctehid bulunmadığını kendiliğimizden söylemiyoruz. Bunu bütün âlimler, Mevdûdînin yalancı şâhid yapmağa kalkışdığı şâh Veliyyullah-ı Dehlevî hazretleri de bildiriyor. Meselâ, İbni Âbidîn, Dürr-ül-muhtârdaki, (müezzinlerin çok bağırmaları, nemâzlarını bozar) yazısını açıklarken, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” vefâtından dörtyüz sene sonra (Kıyâs) kalmadı. Ya’nî kıyâs yapan derin âlim kalmadı. Bir işi, başka işe benzeterek hükm çıkarabilecek (Mutlak müctehid) kalmadı buyuruyor. Evet her yüz senede bir ictihâd derecesine yükselmiş olan derin âlimler, ya’nî müceddidler geleceği hadîs-i şerîfde bildirilmişdir. Bu müceddidler, (Mezhebde müctehid)dir. Bunlar kıyâslar yapmak, yeni ictihâdlarda bulunmak vazîfesini üzerine almamışlar, bulundukları mezhebin imâmlarının ictihâdlarını tâzelendirmeğe, halkı irşâd etmeğe çalışmışlardır. Yeni ictihâdlara ihtiyâç olmadığını görmüşler, Ehl-i sünnet bilgilerini kuvvetlendirmeğe ehemmiyyet vermişlerdir. Müctehid olmıyan her müslimâna (mukallid) denir. Şimdi yeryüzündeki bütün müslimânlar, mukallidiz. Bir mukallid, ne kadar âlim olursa olsun bunun bir iş üzerinde, önce gelmiş müctehidlerin bildirdiklerinin dışında ayrı bir ictihâdda bulunamıyacağı, İbni Melekin “rahmetullahi teâlâ aleyh” bildirdiği, yukarıda yazılı sözbirliğinden anlaşılmakdadır. (Ümmetim, dalâlet üzerinde birleşmez) hadîs-i şerîfi, âlimlerin bu sözbirliğinin hidâyet olduğunu, doğru olduğunu göstermekdedir.

46 — Mevdûdî, Çeştiyye tarîkatının büyüklerinden olan hoca Kutbüddîn Mevdûdî Çeştînin torunlarındandır. Ecmîrde medfûn olan Mu’înüddîn-i Çeştî, Kutbüddînin halîfelerinden Osmân Hârûnînin halîfesidir. Kutbüddîn Mevdûdî 527 [m. 1132] de Çeştde vefât etdi. Çeşt, Hirât kariyyelerindendir. Mevdûdî, 1321 [m. 1903] senesinde Haydarâbâdda doğdu. 1399 [m. 1979] Eylül ayında Amerikada öldü. Pâkistânda defn edildi. Gazeteci olarak hayâta atıldı. İlk olarak 1927 de (İslâmda Cihâd) kitâbını yazdı. Bu kitâbında ihtilâl fikrlerini yayıyordu. Arabcaya terceme edilince, Hasen-el-Bennânın düşüncelerine te’sîr ederek Mısrda devlete karşı gelmesine ve öldürülmesine sebeb oldu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.