481

Evliyânın öldükden sonra da kerâmet sâhibi olduklarını, ayrı bir kitâbımda isbât etdim). Hanefî mezhebi âlimlerinden Ahmed bin seyyid Muhammed Mekkî Hamevî ve Şâfi’î mezhebi âlimlerinden Ahmed bin Ahmed Şücâ’î ve Muhammed Şevberî Mısrî, Evliyânın kerâmetleri olduğunu, kerâmetlerinin öldükden sonra da devâm etdiğini ve Evliyânın kabrleri ile tevessül ve istigâsenin câiz olduğunu vesîkalarla isbât eden risâleler yazmışlardır. Bu üç risâle, Ahmed Zeynî Dahlanın “rahime-hullahü teâlâ” (Ed-dürer-üs-seniyye firreddi alel-vehhâbiyye) kitâbı ile bir arada, 1319 [m. 1901] senesinde Mısrda basılmış ve 1396 [m. 1976] senesinde, İstanbulda ofset baskıları yapılmışdır.

Konyalı Muhammed Hâdimî efendi “rahime-hullahü teâlâ”, 1176 [m. 1762] senesinde Konyanın Hâdim kasabasında vefât etmişdir. (Berîka) kitâbının ikiyüzaltmışdokuzuncu sahîfesinde diyor ki, (Evliyânın kerâmet göstermesi, hakdır, doğrudur. Velî, Allahü teâlâya ve sıfatlarına, mümkin olduğu kadar ârif olan müslimân demekdir. Tâ’atleri, ibâdetleri çok yapar. Günâhlardan ve nefsine, şehvetlerine uymakdan çok sakınır. Allahü teâlânın, âdetinin ve fen kanûnlarının dışında olarak yaratdığı şeylere (Hârikul’âde) şeyler denir. Hârik-ul’âde şeyler, sekizdir: Mu’cize, kerâmet, i’ânet, ihânet, sihr, ibtilâ, isâbet-i ayn ya’nî nazar değmesi ve irhâs. Kerâmet, müttekî, ârif-i billah olan bir mü’minin elinde hâsıl olan hârik-ul’âde şey demekdir. Bu kimse Velîdir. Peygamber değildir. Şâfi’î mezhebi âlimlerinden Ebû İshak İbrâhîm İsferâînî kerâmetlerin ba’zısını ve Mu’tezile fırkasında olanlar kerâmetlerin hepsini inkâr etdi. Mu’cize ile karışır. Peygambere inanmak güç olur dediler. Hâlbuki, bir Velîden, kerâmet görülünce, kendisinin Peygamber olduğunu söylemez. Kerâmetini göstermek istemez. Peygamberler ve Velîler öldükden sonra da, bunlar vâsıtası ile Allahü teâlâya yalvarmak câizdir. Böyle düâ etmeğe, (Tevessül) ve (İstigâse) etmek denir. Çünki, bunlar ölünce, mu’cizeleri ve kerâmetleri devâm eder. Remlî de böyle söyledi. İmâm-ül-haremeyn diyor ki, (Kerâmetin, öldükden sonra da devâm etdiğini yalnız şî’î inkâr eder). Mısrdaki mâlikî mezhebinin büyüklerinden Alî Echûrî diyor ki, (Velî, dünyâda iken, kınındaki kılınç gibidir. Ölünce, kınından çıkan kılınç gibi olup, tesarrufu, te’sîri kuvvetlenir). Bu sözü, Ebû Alî Sencî de,(Nûr-ül-hidâye) kitâbında yazmakdadır. Kerâmetin hak olduğu, Kitâb ile, Sünnet ile ve icmâ’-ı ümmet ile sâbitdir. Evliyânın, yüzlerce, binlerce kerâmetleri, kıymetli kitâblarda bildirildi.) (Berîka)dan terceme temâm oldu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.