481

Bir hadîs-i şerîfde, (Vefâtımdan sonra da, diri iken olduğu gibi işitirim) ve Ebû Ya’lânın bildirdiği hadîs-i şerîfde, (Peygamberler “aleyhimüsselâm”kabrlerinde diridir. Nemâz kılarlar) buyuruldu. İbrâhîm bin Bişar ve seyyid Ahmed Rıfâ’î ve dahâ nice Velîler, Resûlullaha verdikleri selâmın cevâbını işitmişlerdir.

Celâleddîn-i Süyûtî hazretlerine, (Seyyid Ahmed Rıfâ’înin Resûlullahın mubârek elini öpmüş olduğu doğru mudur?) dediklerinde, cevâb olarak (Şeref-ül-muhkem) adında bir kitâb yazmışdır. Bu kitâbında, Resûlullahsallallahü aleyhi ve sellem” efendimizin, Kabr-i se’âdetlerinde, bilinmiyen bir hayâtla diri olduğunu ve selâmları işitip cevâb verdiğini, aklî ve naklî delîller ile isbât etmişdir. Mi’râc gecesi, Resûlullahın, Mûsâ aleyhisselâmı, kabrinde nemâz kılarken gördüğünü de, bu kitâbında bildirmişdir.

Âişe-i Sıddîkanın “radıyallahü anhâ” haber verdiği bir hadîs-i şerîfde, (Hayberde yidiğim zehrli etin acısını duymakdayım. O zehrin te’sîri ile, ebher [avort]damarım şimdi çalışmıyacak hâle geldi) buyuruldu. Allahü teâlânın, insanların en üstünü olan Muhammed aleyhisselâma, peygamberlikle birlikde şehîdlik derecesini de vermiş olduğunu bu hadîs-i şerîf göstermekdedir. Âl-i İmrân sûresinin yüzaltmışdokuzuncu âyetinde meâlen, (Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayınız! Onlar Rablarının yanında diridirler. Rızklandırılmakdadırlar) buyuruldu. Allah yolunda zehr yidirilen o büyük Peygamberin, bu âyet-i kerîmede bildirilen şerefli derecenin en üstünde bulunduğu şübhesizdir.

İbni Hibbânın bildirdiği hadîs-i şerîfde, (Peygamberlerin “aleyhimüsselâm”mübârek vücûdları çürümez. Bir mü’min bana salevât okursa, bir melek o salevâti bana getirip, ümmetinden falan oğlu filân sana salevât ve selâm söyledi der) buyuruldu.

İbni Mâcenin bildirdiği hadîs-i şerîfde, (Cum’a günleri bana çok salevât getirin! Okunan salevât bana hemen bildirilir) buyuruldu. Bunu işitenlerden Ebüdderdâ “radıyallahü teâlâ anh” (Öldükden sonra da bildirilir mi?) dedikde,(Evet, ben öldükden sonra da bildirilir. Çünki, toprağın Peygamberleri çürütmesi harâm kılındı. Onlar öldükden sonra diridirler, rızklandırılırlar)buyuruldu. [Bu hadîs-i şerîf, Senâüllah Pâni-pütînin (Tezkiret-ül mevtâ vel-kubûr) kitâbının sonunda da yazılıdır. Bu kitâb, fârisî olup, 1310 [m. 1892] de Delhîde ve 1990 da, Hakîkat Kitâbevi tarafından, İstanbulda basdırılmışdır.]

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.