401

Bu Kur’ân da, zâlimleri Cehennemle korkutmak ve iyilik yapanlara Cenneti müjdelemek için arabî dil ile indirilmiş, Tevrâtı tasdîk eden bir kitâbdır) buyuruldu.

Tefsîr âlimi imâmBeydâvî “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyor ki, [Bu âyet-i kerîmelerde bildirilen, Kur’ân-ı kerîmin Tevrâtı tasdîk etmesi demek, Kur’ân-ı kerîmin, Tevrâtın haber verdiği kitâb olduğunu bildirmekdir. Evet, îmân edilecek şeyler, kıssalar, haberler, Cehennem azâbları, Cennetin ni’metleri ve ibâdeti, adâleti emr etmek ve çirkin işlerden sakınmağı istemek, her iki kitâbda da aynıdır. Fekat, halal ve harâmların çeşidleri ve ibâdetlerin şeklleri aynı değildir. Başka zemânlarda yaşıyan insanlar için bunlar aynı olamaz. Her ümmetin kitâbında, onlara uygun fâideli olan şeyler bildirilmişdir. Peygamberimiz,(Mûsâaleyhisselâm” şimdi sağ olsaydı, bana uymakdan başka birşey yapmazdı)buyurdu].

Âl-i İmrân sûresinin ellinci âyet-i kerîmesi, hurûfîlere kesin cevâb veriyor. Allahü teâlâ, Îsâ aleyhisselâmın sözlerini bildirerek meâlen buyuruyor ki, (Benden önce Tevrâtda bildirilmiş olanları tasdîk edici geldim. Size harâm edilmiş olanları halâl etmek için geldim.) Bu âyet-i kerîme açıkça gösteriyor ki, Îsâ aleyhisselâmın İncîli, Mûsâ aleyhisselâmın Tevrâtını hem tasdîk etmekde, hem de, ondaki harâmlardan ba’zılarını halâl yapmakdadır. İşte bunun gibi Kur’ân-ı kerîm de, hem Tevrâtı tasdîk etmişdir. Hem de, Tevrâtdaki halâl ve harâm hükmlerini değişdirmişdir. Bu değişikliklerin çoğunu, islâm âlimleri, kitâblarında bildirmekdedir.

İbni Sebe’ yehûdîsinin yolunda olanlara hurûfî denir. Bunlar, âyet-i kerîmelere ve hadîs-i şerîflere yanlış ma’nâ veriyorlar. Kur’ân-ı kerîme yanlış ma’nâ veren kâfir olur. Meselâ, Cum’a sûresinin beşinci âyetinde meâlen, (Tevrâta inanmıyanlar, sırtına kitâb yükletilmiş eşeğe benzetilir) buyuruldu. Hâlbuki, tefsîr kitâblarında, bu âyet-i kerîmeye,(Tevrâtın ahkâmını yüklenmeğe emr olunmuş iken, yalnız okuyup emrlerine ve yasaklarına uymıyanlar, [ya’nî yehûdîler] ilm kitâblarını yüklenip, boşuna eziyyet çeken eşeğe benzer) denilmekdedir. Müslimânlar, Tevrâtın, Allahdan gelen kitâb olduğuna inanırız. Fekat, şimdi yehûdîlerin ellerinde bulunan kitâbın, o Tevrâtın kendisi olduğuna inanmayız. Yehûdîler, o Tevrâtın çok yerlerini bozdular, değişdirdiler. Mâide sûresinin onbeşinci âyeti bunu haber vermekde, (Allahın kitâbındaki, ya’nî Tevrâtdaki kelimeleri değişdirdiler) buyurmakdadır. Bekara sûresinin yetmişbeşinci âyetinde meâlen,(Yehûdîlerden bir kısmı, Tevrâtı işitirlerdi. Ondaki emrleri, yasakları anladıkdan sonra, değişdirirlerdi) buyuruldu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.