384

Evet, şefâ’at, Allahü teâlânın izn vermesi ile olacak. Fekat, izn vereceği kimseleri, Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîfler bildirmekdedir. Bunlar da, dilediklerine, râzı olduklarına, şefâ’at edeceklerdir. (Vedduhâ) sûresinde, (Rabbin sana, râzı oldum deyinceye kadar, her istediğini verecek) buyurması da, bunu göstermekdedir. İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe “rahime-hullahü teâlâ”[1] (Fıkh-ı ekber) kitâbının ondördüncü maddesinde, (Peygamberler ve âlimler, sâlihler, büyük günâhı olanlara şefâ’at edip, Cehennemden kurtaracaklardır) buyurdu. (Fıkh-i ekber)in, (Kavl-ülfasl) şerhinde, bu husûsda geniş bilgi vardır.

Evliyâya yalvarmak, Allahü teâlânın, onlara izn vermesi için değil, izn verdiği zemân bize de şefâ’at etmeleri içindir. Bu inceliği anlıyamıyan bir kimse, sapıtmakda, şefâ’at istiyen milyonlarca müslimâna kâfir damgası basmakdadır. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” mü’minlere şefâ’at edeceğini buyurduğunu, müşriklere şefâ’at edilmiyeceğini, kendi kitâbları da yazıyor. Ölülerden şefâ’at istemenin şirk olduğunu kendisi uyduruyor. Bu müşriklere şefâ’at edilmiyeceğini Kur’ân-ı kerîm bildiriyor diyerek, Allahü teâlânın kitâbını kendine yalancı şâhid göstermeğe kalkışıyor.

11 – Kitâbın ikiyüzonaltıncı, ikiyüzyirminci ve ikiyüzyirmidördüncü sahîfelerinde, Resûlullahın amcası Ebû Tâlib için gelmiş olan, Kasas sûresinin, (Sen sevdiğini hidâyete getiremezsin. Fekat, Allahü teâlâ, dilediğini hidâyete kavuşdurur) meâlindeki ellialtıncı âyet-i kerîmesini yazıp, kalbleri küfrden, fıskdan îmâna ve itâ’ate ancak Allahü teâlânın çevireceğini bildirdikden sonra: (Tesavvuf büyüklerinden talebesinin kalbine girerek, kalbinde olanları bildiklerini ve kalbini dilediği gibi çevirdiklerini söyliyenler yalancıdır. Bunlara inananlar da, Allaha ve Peygamberlere inanmamış olur. Allahdan başka tapınılan herşeye (Vesen) denir. Kabr, türbe de vesendir. Meselâ, Mısrlıların en büyük ma’bûdları Ahmed Bedevîdir. Adı belli olmadığı gibi, bir üstünlüğü, ilmi ve ibâdeti de bilinmiyor. Birgün câmi’e girip, bevl yapmış. Nemâz kılmadan çıkmış olduğunu Sahâvî, İbni Hayyandan haber veriyor. Bunu iki cihânda tesarruf eder, yangınları söndürür. Fırtınada olan gemileri kurtarır sanıyorlar. İlâh, Rab ve gaybleri bilir diyorlar. Uzakdan işitir ve dilekleri yapar diyor, türbesinin toprağına secde ediyorlar. Ammân ve Irak ehâlisi de Abdülkâdir Geylânîye böyle tapınıyorlar. Muhyiddîn-i Arabî, yeryüzünün en büyük kâfiridir) diyor.

[1] Ebû Hanîfe Nu’mân bin Sâbit 150 [m. 767] de Bağdâdda şehîd edildi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.