384

Hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh”, Resûlullahı “sallallahü aleyhi ve sellem” her ân gördüğünü söyler ve senden utanıyorum derdi. Otuzikinci maddeyi okuyunuz!

13 – Yüzsekseninci sahîfesinde, İmâm-ı Busayrînin (Kasîde-i bürde)sinden örnek vererek:(Bu sözler Allahdan başkasına güvenmek, mahlûku büyültmekdir. Şirkdir) diyor.

Resûlullahı, Allahü teâlâ övmüşdür. Kendisi de, kendisini överek, Allahü teâlânın kendisine ihsân etmiş olduğu ni’metleri saymışdır. Bu övmeleri, o kadar çokdur ki, Busayrî hazretlerinin övmesi, onların yanında hiç kalmakdadır. Resûlullahı “sallallahü aleyhi ve sellem” övmek ibâdetdir. Eshâb-ı kirâmın hepsi övmüşlerdir. Bunlardan Hassân bin Sâbit ve Kâ’b bin Züheyrin uzun medhleri meşhûrdur. Kâ’b bin Züheyr, (Bânet sü’âd) kasîdesinde, Busayrîden dahâ çok övmüşdü. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, bunu beğenip, Kâ’bın önceki kusûrunu afv buyurmuş ve mubârek hırkasını ona hediyye etmişdi. Bu hırka-i se’âdet, şimdi İstanbulda Topkapı serâyındadır. Vehhâbî kitâbı, Busayrînin kasîdesindeki, (Yâ ekremelhalkı mâ lî men e’ûzü bihi-sivâke inde hulûl-i hâdisil-amemi) beytini yazarak, Resûlullahdan istigâse şirkdir diyor. Bu beyt, (Ey bütün yaratılmışların en üstünü ve en cömerdi olan yüce Peygamber! Son nefesimde, sığınacağım senden başka kimse yokdur) demekdir. Vehhâbî yazar, Taberânînin bildirdiği hadîs-i şerîfi yazarak, kuldan istigâse etmek şirkdir diyor. Bu hadîs-i şerîfde, bir münâfık, mü’minlere sıkıntı veriyordu. Ebû Bekr-i Sıddîk, gidelim, Resûlullaha istigâse edelim, ona sığınalım dedi. Resûlullah da, (Bana istigâse olunmaz. Allaha istigâse olunur) buyurdu. Vehhâbî, bu hadîs-i şerîfi ileri sürerek, Ehl-i sünnete hücûm etmek çabasındadır. Hâlbuki hadîs-i şerîf, herkesi her zarardan koruyan Allahü teâlâdır. Koruyucu sebebleri yaratan ve bu sebeblere koruma kuvvetini ve te’sîrini veren Odur. O korumak istemese, sebebe kavuşdurmaz. Sebeb olsa da, te’sîr edemez demekdir. Hadîs-i şerîf, (Bana sığınanlar, te’sîri benden değil, Allahdan bilsin) demekdir. Hazret-i Ebû Bekr, böyle olduğunu bilmiyor mu idi. Elbet biliyordu. Fekat kıyâmete kadar gelecek olan mü’minlerin, onun bu sözünü yanlış anlamamaları için, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, onun bu kısa sözünü açıkladı. Bunun için, bütün mü’minler, her zemân, te’sîri yalnız Allahü teâlâdan bilirler. İmâm-ı Muhammed Ma’sûm, (Mektûbât)ının birinci cildi, yüzonuncu mektûbunda buyuruyor ki: Allahü teâlâ, kendi kudretini sebebler altında gizledi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.