384

Yine bu yoldan gelen Enes bin Mâlikin bildirdiği hadîs-i şerîfde, (Benden sonra bir kimse gelir. İsmi Nu’mân bin Sâbitdir. Künyesi Ebû Hanîfedir. Allahü teâlâ, dînini ve benim sünnetimi Onun elinde kuvvetlendirecekdir) buyuruldu. Yine bu yoldan gelen haberde, (Size, Kûfe şehrinde gelecek birini bildiriyorum. Künyesi Ebû Hanîfedir. Kalbi ilm ve hikmet ile doludur. Âhır zemânda, (Benâniyye) denilen kimseler, Onun yüzünden helâk olacaklardır) buyuruldu. Mezhebsizler bu hadîs-i şerîflere karşı gelir. Bunları haber verenler arasında, nasıl oldukları iyi bilinmiyen kimseler var derler. Onlara deriz ki, sonra gelenlerin bilmemeleri, önce gelmiş olanlara kusûr olmaz. Bu hadîs-i şerîfler, (Kütüb-i sitte)de yokdur derlerse, hadîs-i şerîflerin sayısı, Kütüb-i sittede bildirilmiş olanlar kadar değildir. Başka hadîs kitâblarında da sahîh hadîslerin çok bulunduğu sözbirliği ile bildirilmişdir. Tirmizîde yazılı, Ebû Hüreyrenin bildirdiği hadîs-i şerîfde, (Îmân Süreyyâ yıldızına gitse, Fâris ehlinden biri, onu geri getirir) buyuruldu. Bunun İmâm-ı a’zamı bildirdiği muhakkakdır.(Üsûl-i erbe’a)dan terceme burada temâm oldu. [Bu kitâbı fârisî olarak Muhammed Hasen Cân Serhendî Müceddidî “rahmetullahi teâlâ aleyh” yazmış, 1346 [m. 1928] da Hindistânda ve 1975 de İstanbulda basılmışdır. Hasen Cân, 1349 [m. 1931] de Pâkistân Haydarâbâdda vefât etdi.]

İmâm-ı Abdürrahmân Süyûtînin (Dürr-ül-mensûr) kitâbında, Hâkimin[1] Abdüllah ibni Mes’ûddan bildirdiği hadîs-i şerîfde, (Önce inen kitâblar, bir harf ya’nî kelime idi ve birşeyi bildirirlerdi. Kur’ân-ı kerîm yedi harf üzerine nâzil oldu. Yedi şey bildirmekdedir: Zecr (yasak), Emr, Halâl, Harâm, Muhkem (açık bildirilenler), Müteşâbih(açıkca anlaşılamıyan) ve Misâller. Bunlardan, halâli halâl biliniz! Harâmı harâm biliniz! Emr edilenleri yapınız! Yasak edilenlerden sakınınız! Misâl ve hikâye olanlardan ibret alınız! Muhkem olanlara uyunuz! Müteşâbih olanlara inanınız! Bunlara inandık. Hepsini Rabbimiz bildirmişdir deyiniz!) buyuruldu. Bu hadîs-i şerîf, vehhâbî kitâbının dörtyüzaltıncı sahîfesinde de yazılıdır. Süriyede Hamâda Sultân câmi’i hatîb ve müderrisi allâme Muhammed Hâmid, (Lüzûm-ü ittibâ’ı mezâhib-il eimme) kitâbında, hanefî mezhebini uzun anlatmakda ve dört mezhebden birine tâbi’ olmanın vâcib olduğunu isbât etmekdedir. Kitâb 1388 [m. 1968] de yazılmış, 1984 de İstanbulda ofset ile tekrâr basılmışdır. [İmâm-ı Süyûtî “rahmetullahi teâlâ aleyh” 911 [m.1505] de Mısrda vefât etdi.]

[1] Hâkim Muhammed bin Abdüllah 405 [m. 1014] de Nişâpûrda vefât etdi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.