415

Ona yazacağım ki, biri çıkıp, kendisinin Ebû Bekrden hilâfete dahâ lâyık olduğunu söylemesinden korkuyorum. Allahü teâlâ ve mü’minler, yalnız Ebû Bekrden râzıdırlar) buyurdu. Bu hadîs-i şerîf (Müslim)de yazılıdır. O sırada (Yanımdan gidiniz!) buyurması, (Refîk-ı a’lâ)yı istediğini göstermekdedir.

Süâl: Hazret-i Osmân “radıyallahü teâlâ anh” iş başına akrabâsını getirdi. Bu doğru mudur?

Cevâb: Hazret-i Alî de böyle yapdı. Bu işleri için, bu büyüklere dil uzatılamaz. Bunun gibi, hazret-i Alî, hazret-i Osmânın kâtillerine kısâs yapmadı. Ebû Mûsel-Eş’arîye ve Ebû Mes’ûd-i Ensârîye saygı göstermedi. Müslimânların kanlarının dökülmesine mâni’ olmadı. Tebük gazvesinde bulunmadı. Bunlar, hazret-i Alînin şerefini azaltmaz. Hazret-i Osmânın kendi akrabâsına ihsânda bulunması da, islâmiyyetin emr etdiği birşeydir. (Sıla-i rahm) sevâbına kavuşmuşdur. Bunları hep kendi malından verdi. Beyt-ül-mâldan verseydi, suç denilebilirdi. Fekat, beyt-ül-mâlda olan hakkını almayıp, müslimânlara dağıtmak, suç değil, fazîletdir. Hazret-i Osmânın akrabâsı cihâd etdiler. Çok kahramanlık yapdılar. Her mücâhid gibi, bunlara da haklarını verdi. Hazret-i Osmân zemânında, İslâmiyyetin Asyâya, Afrikaya yayılmasında, onun bol ihsânlarının çok fâidesi oldu. Resûlullah da, ganîmetden, Kureyş kabîlesinden olanlara başkalarından dahâ çok verirdi. Hâşim oğullarına bunlardan da çok verirdi. Hazret-i Ömerin (Korkarım ki Osmân, Benî Ümeyyeyi müslimânların başına geçirir) demesi, onun işlerini beğenmediği için değil, fâidesi olmaz demekdir. Müctehidin, kendi ictihâdı ile hareket etmesi suç olmaz. Halîfenin, dilediğini, dilediği işin başına geçirmesi hakkıdır. Hattâ vazîfesidir. Akrabâsı, kendisine dahâ itâ’atli oldukları için, onları tercîh etmesi iyi oldu. Onların yapdığı yanlış işler, onun emri ile değildi. Halîfenin gaybı bilmesi lâzım gelmez. Velîd bin Ukbeye kısâs yapmaması, şikâyetleri değerlendirebilmek içindi. Kûfeliler, Velîd şerâb içdi diye haber verdiler. Doğrusunu anlayınca, hazret-i Alîye emr edip, Velîde had cezâsı vurdurdu. Abdüllah bin Mes’ûdün hâzırladığı Mushafı yakarak, müslimânları Şeyhaynın “radıyallahü teâlâ anhümâ” Mushafı üzerinde birleşdirdi. Bu işi, ona hakâret değildir. İslâmiyyete büyük hizmetdir. Ebû Zer İcmâ’a uymadığı için, onu Medîneden çıkardı. Keyfi için çıkarmadı.

Süâl: Hazret-i Osmân “radıyallahü teâlâ anh” Muhammed bin Ebû Bekrin feryâdına yetişmedi.

Cevâb: Muhammed bin Ebû Bekr, hatâdan ve günâhdan ma’sûm değildi. Halîfenin onu cezâlandırması vazîfesi idi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.