415

İmâm-ı Şâfi’înin ilmi pek derin, idrâki ve muhâkemesi çok kuvvetli idi. Allahü teâlânın âyetlerinden bir âyet idi. O buyuruyor ki, bu hadîs-i şerîf hernekadar bir kadına emr idi ise de, hazret-i Ebû Bekrin halîfe olacağını kinâye yolu ile göstermekdedir. Resûlullahsallallahü aleyhi ve sellem”, bunu haber verirken bir hoşnutsuzluk, üzüntü göstermedi. Bu hâli, haber verilen şeyin meşrû’ olduğunu göstermekdedir. Çeşidli yerlerde bildirilen hadîs-i şerîfler, hazret-i Ebû Bekrin halîfe olacağını dahâ açık haber vermekdedirler. Hepsi bir araya gelince, (tevâtür), ya’nî kesinlik hâsıl olmakdadır. İmâm-ı Nevevînin (Nass olsaydı, onu söyler ve ona uyarlardı. Bir nass söylemediler) sözü yerinde değildir. Çünki, çeşidli(Nass)ları, ya’nî açık haberleri söylediler. Meselâ, nemâzda imâm yapılan, halîfe olur dediler. Bunu Eshâb-ı kirâmın hepsi bildiği için, başka nassları araşdırmağa, söylemeğe lüzûm görmediler. Zâten, Resûlullah vefât etdiği için, hepsi üzüntülü, sersem hâlde idi ve arabların mürted olup Medîneye yürüdükleri haberleri geliyordu. Halîfe seçiminin acele olması îcâb etdi. Hazret-i Alîradıyallahü anh” buyurdu ki, (Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” hasta oldu. Ebû Bekre söyleyiniz! Nemâzı kıldırsın buyurdu. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” vefât edince düşündük. İslâmın bayrağı ve dînin direği olan nemâzda Resûlullahın önümüze geçirdiğini başımıza halîfe yapmağa râzı olup, Ebû Bekri halîfe seçdik).

Süâl: Hazret-i Ebû Bekr, hazret-i Ömeri ve Ebû Ubeydeyi “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” göstererek, bu ikisinden birine bî’at ediniz, dedi. Bu davranışı, kendinin halîfe olacağını gösteren bir nass bulunmadığını göstermiyor mu? Nass varken başkasını tercîh etmek harâm olmaz mı?

Cevâb: Hazret-i Ebû Bekrin bu hareketi, kendisinin halîfe yapılması için bulunan nassı başkalarına da söyletmek için, kurnazca ve nâzikce yapılan bir davranışdır. Kendi bildiğini, başkalarının ağzından herkese duyurmak içindir.

Bu ümmetin en üstünü hazret-i Ebû Bekr olduğunu, islâm âlimlerinin çoğu bildirdi. Hazret-i Osmândan sonra en üstün de, hazret-i Alî olduğu sözbirliği ile bildirildi. Hazret-i Alînin, hazret-i Osmândan, hattâ Şeyhayndan üstün olduğunu bildirenler de oldu. (İstî’âb) kitâbında, Abdüllah bin Ebî Kuhâfe isminin bulunduğu sahîfede, Nizâl bin Sebre diyor ki, hazret-i Alî (Peygamberimizden sonra, bu ümmetin en hayrlısı Ebû Bekrdir. Ondan sonra Ömerdir) dedi. Hazret-i Alînin böyle söylediğini, kendi oğlu Muhammed bin Hanefiyye ve Abd-i Hayr ve Ebû Cuheyfe de haber verdiler.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.