415

Nikâh, talâk ve zekâtda ise, Şâfi’î mezhebinde karşılaşılan güçlükler, Hanefîyi taklîd ederek hafîfletilir. Su mes’elelerinde Hanefî ve Şâfi’îlerin karşılaşdıkları sıkıntı da, Mâlikî mezhebinin ictihâdını taklîd ederek kolaylaşdırılır. Bunlar gibi, dahâ birçok misâller, meselâ yolculukda öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı nemâzlarını birlikde kılmak sûretiyle Hanefîlerin, Şâfi’î mezhebini taklîd etmeleri gibi kolaylıklar vardır. Çünki, vapurda, trende, göğüs kıbleden dönünce, Hanefî mezhebinde olanın farz nemâzları kabûl olmaz. Mezheb taklîdi hakkında, din âlimlerinin sözleri, Tâm ilmihâl (Se’âdet-i Ebediyye) kitâbında uzun yazılıdır.

Eshâb-ı kirâmı “aleyhimürrıdvân” sevmek, onlara bağlı olmak, insanlar içinden beğenilmiş, süzülüp ayrılmış olan bu çok kıymetli tabakanın hayât tarzlarına imrenip onlar gibi olmağa özenmek, Allahü teâlânın en büyük ni’metidir. Hadîs-i şerîfde, (Kişi sevdiği ile berâberdir) buyurulduğundan onları sevenler, onlar iledir. Cennetde onların makâmlarında, yakınlarındadır.

Ehl-i sünnet âlimleri “rahime-hümullahü teâlâ”, ellerine geçen delîller ile, imâm-ı Alînin “radıyallahü anh” haklı olduğunu, karşı tarafdakilerin ise, ictihâdda yanıldıklarını anladılar. Hatâ, ictihâdda olduğu için, kimsenin birşey söylemeğe hakkı yokdur. Bunlara kabâhatli, mel’ûn denilebilir mi? İctihâd emrini yerine getirdiler. Cehd edip uğraşdılar. Hakîkati böyle gördüler. Bunların uyuşmaması, din âlimlerinin mezheblere ayrılması gibidir. İmâm-ı Alînin “radıyallahü anh” (Kardeşlerimiz bize uymadı. Onlar kâfir değildir. Günâha da girmediler. Zîrâ, onları küfrden, günâhdan koruyan ictihâdları, buluşları vardır.) buyurduğunu yukarıda bildirmişdik. Ba’zı kimseler, imâm-ı Alî “radıyallahü anh” ile harb edenleri kötüliyor. Âlimler ise, imâm-ı Alînin “radıyallahü anh” haklı olduğunu söylemekle berâber, karşı tarafdakilerin ictihâdlarına, te’vîllerine hatâ demiyor. Hiçbirine dil uzatmıyor, kötülemiyorlar. Hayrülbeşer “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimiz, (Eshâbım için birşey söylerken, Allahü teâlâdan korkunuz!)buyurdu ve ehemmiyyetini bildirmek için birkaç kerre tekrâr söyledi. Bir kerre de buyurdu ki,(Eshâbımın her biri gökdeki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız selâmete kavuşursunuz).Sahâbîlerin her birinin kıymetini, büyüklüğünü, yüksekliğini bildiren hadîs-i şerîfler pek çokdur. O hâlde hepsini kıymetli ve yüksek tutup, yanlış hareketlerinin iyi sebeblerle, güzel niyyetlerle yapıldığını bilmelidir. İşte Ehl-i sünnet mezhebi budur.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.