481

4) İbni Mâcenin bildirdiği hadîs-i şerîfde, (Bid’at sâhibi, bid’atinden vazgeçmedikçe, Allahü teâlâ onun hiç bir ibâdetini kabûl etmez)buyuruldu. Dinden olan bir inanışı, ibâdeti, sözü veyâ bir huyu değişdiren bir kimsenin, dinde reformcunun, doğru olan ibâdetleri dahî kabûl olmaz. Ya’nî ibâdetin fâidelerinden mahrûm kalır. Bu bid’atden vazgeçmesi lâzımdır.

5) İbni Mâcenin bildirdiği hadîs-i şerîfde, (Bir bid’at küfre yol açmasa bile bunu ortaya çıkaranın orucu, haccı, ömresi, cihâdı, tevbesi ve hiçbir iyiliği kabûl olmaz. Bu kimsenin, yağdan kıl çıkar gibi, müslimânlıkdan çıkması kolay olur) buyuruldu. Şartlarına uygun olan farzları ve nâfileleri sahîh olur, borçdan kurtulur ise de, kabûl olmaz. Ya’nî sevâb verilmez. Bid’ati küfrüne yol açarsa, ya’nî küfre sebeb olan bir söz söyler, birşey kullanır, bir iş yaparsa, îmânı giderek, ibâdetleri sahîh de olmaz. Bid’at sâhibi, bid’atini iyi ve sevâb bilir. Bunun için dinden kolay çıkar. Bid’at işliyen, bunu ibâdet sanmakda, sevâb beklemekdedir. Günâh işliyen ise, günâhını suç bilmekde, Rabbinden utanmakda, azâbından korkmakdadır. Bid’atler, büyük günâhdır. Fekat her günâh bid’at değildir.

Yukarıdaki beş hadîs-i şerîfin aslları ve açıklamaları, Hakîkat Kitâbevinin çıkardığı Nablüsînin “rahmetullahi teâlâ aleyh” arabî (Hadîkat-ün-nediyye)kitâbında yazılıdır.

(Bid’at) arabça bir kelimedir. Önceden olmayıp sonradan ortaya çıkarılan herşey demekdir. Bu bakımdan, hem âdetde, hem de ibâdetde yapılan değişiklikler, reformlar bid’at olur. (Âdet) demek, karşılık olarak kıyâmetde sevâb beklenilmiyen, yalnız dünyâ fâidesini düşünerek yapılan şey demekdir.(İbâdet) bunun tersi olup, kıyâmetde karşılığında sevâb beklenen şeydir. Eshâb-ı kirâm ve tâbi’în zemânlarında bulunmayıp da, sonradan meydâna çıkan herşey bid’at olunca, âlimler bu bid’atleri, mubâh, müstehab, vâcib ve harâm diye kısmlara ayırmışlar. Müstehab ve vâcib olanlara (Bid’at-i hasene) demişlerdir.

Fekat, (Dinde bid’at) demek, Eshâb-ı kirâm zemânından ve tâbi’în zemânından sonra, Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” izni olmadan, dinde yapılan eklemeler ve noksanlıklar, ya’nî ibâdet olarak yapılan, sevâb olduğu düşünülen değişiklikler demekdir. (Dinde reform) da, dinde bid’at demekdir. Âdetlerde yapılan değişiklikler, bu bid’atin dışında kalmakdadır. Hadîs-i şerîflerde kötü olduğu bildirilen, dindeki bid’atlerdir. Ya’nî dinde reformlardır. Bunlar ibâdetlere yardımcı değildirler. Hepsi, ibâdetleri değişdirmekde, bozmakdadırlar.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.