401

Hicâz halkını gözet! Onlar, senin aslındır. Sana geleceklerin en kıymetlisi Onlardır. Irakdakileri de gözet! Me’murların azlini isterlerse azl et! Şâmlıları da gözet ki, Onlar senin yardımcılarındır. Senin için kimseden korkum yok. Fekat Hüseyn bin Alî “radıyallahü anhümâ” hafîf bir zâtdır. Kûfeliler Onu senin karşına çıkarabilirler. Ona gâlib geldiğin zemân, afv eyle. İyi karşıla! Onun bize yakınlığı ve büyük hakkı vardır ve Resûlullahın torunudur) dedi. Hastalığı artınca, (Resûlullahsallallahü aleyhi ve sellem” hazretleri bana bir gömlek giydirmişdi. O mubârek gömleği bugüne kadar sakladım. Birgün kesdiği tırnakları da bir şişe içine koyup saklamışdım. Öldüğüm zemân o gömleği bana giydiriniz! O tırnakları da, gözlerime ve ağzıma koyunuz. Belki Onların hurmetine, cenâb-ı Hak beni afv buyurur) dedi. Sonra, (Ben öldükden sonra, cömerdlik ve ihsân da kalmaz. Çok kimselerin gelirleri kesilir. İstiyenler eli boş döner) dedi. Son olarak, (Keşki Zî-tuvâ denilen köyde bir Kureyşli olsaydım da, emîrlik, hâkimlik ile uğraşmasaydım) diyerek bundan üzüldüğünü açıkladı. Receb ayında vefât etdi. Kabr-i şerîfi Şâmdadır “radıyallahü anh”.

İşte hazret-i Mu’âviye “radıyallahü teâlâ anh” böyle mubârek bir sahâbî idi.

41 — (Bu umûru, olduğu gibi bilmek, ders-i ibret almak; aynı zemânda (Eshâbımı kötülemeyiniz) hadîs-i şerîfi mûcibince hareket eylemek, her müslimân için eslem ve ahkem bir yoldur. Yukarda me’hazları ile gösterilen vakâyı’-ı hâinâne ve câniyânenin hakîkî ictihâdla kâbil-i te’lîf olamıyacağı âşikârdır. Bu ve emsâli ef’âl ve harekâtın, mûcib-i ukûbât-ı şedîde-i ilâhiyye olacağına şek yokdur. Şeref-i sohbet-i Peygamberîye nâiliyyetin, muâheze-i ilâhiyyeye mâni’ olacağı düşünülemez) diyor.

Şu hezeyânlara bakınız! Bir yanda, (Eshâbımı söğmeyiniz!) hadîs-i şerîfini yazıyor. Öte yanda da, Eshâb-ı kirâmın büyüklerine, akla sığmıyan kötülükleri yüklüyor. Ağza alınmıyacak küfrleri savuruyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Hazret-i Mu’âviye gibi, Resûlullahın en yakınlarından ve pek sevdiklerinden olan bir islâm mücâhidinin, yukarıda saydığımız iyilikleri ve üstünlükleri karşısında, apışıp kalıyor. Oğlunun hıyânetlerini, cinâyetlerini, O yüce sahâbîye mal etmeğe kalkışıyor. Kendinin bildirdiği hadîs-i şerîfi de, hiçe sayıyor. Hazret-i Alî, Sıffîn muhârebesinde, (Kardeşlerimiz bize ısyân etdi) buyuruyor. Muhârebenin kızışdığı bir zemânda, karşı taraf saflarını yararak, arslan gibi, elinde kılınç, hazret-i Mu’âviyenin çadırına girip, konuşduklarını, Kısas-ı Enbiyâ yazıyor.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.