1249

bu eti müslimândan veyâ yehûdîden veyâ nasrânîden aldım dese, yimek halâl olur. Yalan zan ederse halâl olmaz. Ben, filânın vekîliyim dese, onun malını bundan satın almak câiz olur).

Alış-verişe, borc vermeğe veyâ ödemeğe vekîl olan kimsenin teslîm aldığı mallar, kendinde emânet olur. Kendisi sebeb olmadan helâk olunca ödemez. Habercide bulunan mal da emânet gibidir. Haberciyi gönderenin malı gitmiş olur.

Bir kimse, iki kişiyi birlikde, bir işe vekîl etse, vekîller, yalnız başına iş göremez. Ancak avukatlardan ve emâneti, borcu ödemeğe vekîl olanlardan biri de yapabilir.

Vekîl, sâhibinden ayrıca izn almadıkca veyâ (istediğini yap) diyerek (Umûmî vekîl) edilmedikce, başkasını kendine vekîl yapamaz. Yalnız, zekât vermek için olan vekîl, iznsiz olarak başkasını, o da başkasını vekîl yapabilirler. İkinci vekîl, doğrudan doğruya sâhibin vekîli olur.

Vekîl ederken, ücret şart edildi ise, iş yapdığı zemân ücreti alır. Ücret şart edilmedi ise, teberru’ etmiş olup, ücret istiyemez.

Alış-verişde, malın cinsi, nev’i [veyâ fiyâtı] vekîle bildirilmelidir. (Umûmî vekîl) ise, bildirmeğe lüzûm olmaz. (Bana bir at al) demek sahîh olur. (Bana bir hayvan al) demek sahîh olmaz. Nasıl olursa olsun, nasıl istersen öyle al! deyince, (Umûmî vekîl) olur. Malın maddesi [pamuk veyâ yün olması], kullanma yeri, işçiliği ayrı olunca, cins ayrılır. Koyunun yünü ile derisi başka cinsdir. Başka cinsden aldığı mal, vekîle kalır. Sâhibinin olmaz. Koç al denilen vekîl, dişi koyun alırsa, vekîlin olur. Süt, pirinc gibi şeyleri al dese, piyasada bulunanı alması câiz olur. Ev alacak vekîle, mahalle ve fiyâtını söylemek yetişir. Ölçü ile alınan malın mikdârı veyâ fiyâtı söylenir. Evsâfını söylemek lâzım değildir.

Süleymâniyye kütübhânesi (Es’ad efendi) kısmında [572] sayılı (Dürret-ül-beydâ) kitâbında diyor ki, (Yemeğe çağrılan kimseye, malımdan istediğin kadar yi ve al ve dilediğine ver, hepsi halâl olsun denilse, yidikleri halâl olur. Aldıkları ve başkasına verdikleri halâl olmaz. Çünki, mikdârı bilinmiyen ta’âmın yimesini halâl etmek câizdir. Fekat mikdârı bilinmiyen malı almak için vekîl etmek ve mechûl ve ayrı olarak teslîmi mümkin olan malı ayırmadan hediyye etmek sahîh değildir).

Şartı olan vekîl, şarta uymazsa, aldığı mal, kendinde kalır. Şartı, sâhibinin lehine değişdirmesi câiz olur. Veresiye al deyince peşin alsa, mal, kendinde kalır. Peşin al deyip de, veresiye alsa, sâhibi için almış olur. Malın bir kısmını bulup alsa, bölmesi zararlı olan malda [kumaş gibi], sâhibi için olmaz. Zararsız ise [pirinc, şeker gibi] sâhibi için almış olur.

Değeri bildirilmiyen malı, az aldanmak ile alabilir. Fekat, et, ekmek, şeker gibi kıymeti meşhûr şeylerde az aldanmak afv olmaz. Fâhiş aldanmakla alınan malı, sâhibi kabûl etmiyebilir.

Belli malı satın almağa vekîl olan, o malı kendisi için satın alamaz. Kendim için aldım dese bile, sâhibinin olur. Sâhibi yanında iken aldığı mal, vekîlin olur.

Vekîl, sâhibine kendi malını satamaz.

Vekîl, veresiye satın aldığı malın semenini, sâhibinden peşin istiyemez. Peşin aldığı malın semenini, sâhibi te’cîl etdirse bile, peşin istiyebilir. Semeni almadan önce, malı sâhibine teslîm etmiyebilir. Fekat, bu zemân, mal telef olursa, vekîl başkasını satın alıp öder. Satın alma vekîli, bey’i ikâle edemez.

Umûmî vekîl, sâhibinin malını, dilediği fiyâta satabilir. Fiyât söylenmiş ise, dahâ aşağı satamaz. Satarsa, öder. Vekîl, sâhibinin malını, kendine satın alamaz. Akrabâsına da satamaz. Ancak, bunlar, umûmî vekîl ise veyâ değerinden yüksek satabilir. Umûmî vekîl, peşin de, veresiye de satabilir. Fekat, peşin sat veyâ şu malımı sat da borcumu ver denildi ise, veresiye satamaz.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.